CİNSELLİK NEDİR? NE DEĞİLDİR?
Cinsellik
Kavramı
Cinsellik,
insanın doğuştan getirdiği güdülerden biridir. İnsanın gelişim aşamalarının
belirli yaş dilimlerinde cinsellik önem kazanırken belirli yaş dilimlerinde ise
cinsel dürtülerin yok olduğunu görürüz.
Cinsellikle
ilgili ilk merak ortalama üç yaş civarı başlar ve altı yaşından sonra birden
biter. Üç yaş civarı çocukları önce kendi cinsel organı keşfeder, merak eder ve
ilgisi cinsel organı üzerinde yoğunlaşabilir. 3-6 yaş arası çocuklar
kendilerini merak ederken aynı zamanda karşı cinsi de merak etmeye başlarlar.
Cinsel kimliğin kazanılması için bu dönemde anne babaların çocuklarının
sorduklarına net ve kısa cevaplar vererek, çocuğun merak duygusunu tatmin
etmesi gerekmektedir. Merak duygusu tatmin edilmeyen çocuklar bu tür soruları
bir daha anne babaya sormaması gerektiğini öğrenir ve cinsellikle ilgili
bilgileri dışarıdan öğrenmeye açık olurlar.
İlkokul
çağında cinsellikle ilgili kavramlar tamamen yok olmuştur. Çocuğun ilgisi
sadece ve sadece derslere ve oyunlara kaymıştır. Ergenlik dönemiyle birlikte
çocuğun ilgi ve merakı tekrardan cinsel kavramlara yoğunlaşır. Bu dönemde ilk
başta ergenin fiziksel değişimleri göze çarpar. Ergen vücudunda meydana gelen
değişikliklere hem şaşar hem de uyum sağlamaya çalışır. Vücudundaki bu
değişiklikler merak duygusunu kamçılar. Ergenlikle birlikte cinsel değişimler
başlar, kendi cinsel organını keşfederken karşı cinsi merak düzeyi yükselir. Bu
dönemde ergen arkadaş çevresinden ve teknolojik gelişmelerden olumsuz ve yanlış
cinsel kavramlar öğrenebilir. Bu yüzden ailenin çocuğunu ergenlik dönemi
hakkında bilgilendirmesi gerekmektedir.
Yetişkinlik
çağında artık evlilik kuran bireylerin hayatında da cinsellik ömürleri boyunca
devam edebilecek özelliktedir. Yetişkinlik çağında cinsel kavramların ve
becerilerin olgunlaşmış olması ve çiftlerin cinsellikten karşılıklı doyum
sağlamaları önemlidir.
Cinsellik
yukarıda da gördüğümüz gibi çocukluktan yaşlılığa kadar insanın gelişim
aşamalarında var olan basamaklardan birisidir. Bu yüzden evlilikte cinsel yaşam
evliliğin kalitesini artıran ya da azaltan etkiye sahip olabilmektedir.
Cinselliğin evlilik hayatında bağlayıcı bir gücü vardır. Sağlıklı yaşanan
cinsellik çiftin arasında özel bir bağ oluşturur. Sağlıklı bir cinsel yaşam
çiftin birbirlerine yakınlığını artırır, aralarındaki gerilimi azaltır;
sıcaklık, sevgi, koruma ve korunma hislerini doğurur.
Sağlıklı bir
cinsellik çiftin karşılıklı olarak birbirleriyle kurdukları iletişimle, duygu
ve düşüncelerle, anlayış ve hoşgörüyle, cinsel ilişkinin yeri, zamanı ve
sıklığı, süresi tekniği ve ilişki sırasındaki memnuniyetle doğrudan alakalıdır.
Sorunlu bir cinsel hayat ise çiftin arasında problemlere neden olabilir, stres
düzeyini artırır, evlilikten alınan doyum hissini azaltabilir. Sağlıklı cinsel
yaşam ise çiftin birbirine verdikleri değeri artırır, güveni tazeler,
aralarındaki bağı güçlendirip onarır. Çiftler arasında yaşanması beklenen
sağlıklı cinsel yaşamda temel nokta, eşlerin yaşları ne olursa olsun cinsel
hayatlarıyla ilgili duygu ve düşüncelerini rahatça ifade edebilmeleridir.
Evlilik ilişkilerini güçlendirmek isteyen çiftlerin cinsel yaşamlarına dikkat
etmeleri gerekmektedir.
Sağlıklı
cinsel ilişki unsurları şöyledir2:
-
Yapısal Sağlık: Sağlıklı bir cinsel yaşam için
kadın ve erkeğin anatomik yapısının sağlıklı olması gerekmektedir. Kadının veya
erkeğin hormon düzeylerinde ya da cinsel fizyolojisinde herhangi bir sorun
varsa bu durum cinsel yaşamı olumsuz etkileyebilir. Özellikle evlenecek veya
yeni evlenen çiftlerin hormonal düzeylerini ölçtürmeleri sorun başlamadan çözüm
bulmalarına katkı sağlayacaktır.
-
Psikolojik Sağlık: Sağlıklı
bir cinsel yaşam için eşlerin psikolojik rahatlığı çok önemlidir. Cinsel istek
kendiliğinden gelişebilen bir istekken bazen evlilik yaşamının olumsuz
durumları, düşünceleri, yorgunluk gibi faktörler cinsel isteğin oluşmasını
engelleyebilir. Kadın ve erkeğin kendilerini rahat hissettikleri anda ve
ortamda cinselliklerini yaşamaları, cinsellikten aldıkları tatmini
artıracaktır.
-
Hazır Bulunma: Sağlıklı bir ilişki için çiftler
birbirlerini cinselliğe hazırlaması gerekmektedir. Sıradan, monoton bir cinsel
yaşam cinsel isteksizliğe neden olabilir. Cinselliğe hazırlanmadan
gerçekleştirilen ilişki kadında cinsel sorunlara yol açabilir. Eşler arası var
olan sevginin gösterilmesi, ifade edilmesi, dokunulması, sarınılması, öpmek ve
öpüşmek cinsellikte hazır bulunmayı etkileyen faktörlerdir.
-
Açık Paylaşım: Eşlerin birbirlerini tanımaları,
istek ve arzularını fark etmeleri, birbirlerini cinsel açıdan tatmin
edebilmeleri, sorunlara çözüm bulabilmeleri ancak iletişimle mümkündür. Bu
yüzden çiftlerin normal zamanda da cinsel yaşamda da iletişimleri güçlü olmak
zorundadır.
-
Saygı ve Güven: Saygı ve güven çiftin ilişkisine
olumlu katkı sağlar. Eşler birbirlerinden zarar görmeyeceklerini bildiklerinde
daha rahat cinsel ilişkiye girebilirler. Saygı ve güven insanda değer gördüğü hissini
uyandırır. Kişi saygı gördüğü kişinin yanında kendisini güvende hisseder ve
rahat olur.
-
Ortaklık: Her iki çiftinde cinsel ilişki için
ortaklığı çok önemlidir. İstemediği halde zorla cinsel ilişkiye girmek evlilik
yaşamını belirli bir süre sonra monotonluğa iter. Cinsel yaşamda isteklilik ve
gönüllülük çok önemlidir. Çiftlerin karşılıklı istekleri cinsel yaşamdan
alacakları doyumu artırır
-
Bilgi: Sağlıklı bir cinsel yaşam için
çiftlerin bilgi düzeyleri çok önemlidir. Çocukluktan itibaren edinilen yanlış
bilgiler evlilik yaşamında cinsel sorunlara neden olabilmektedir. Çiftler
öncelikle kendilerini tanıyarak bilgi sahibi olmalı sonra karşı cinsi
tanımalıdır. Cinsel yaşam evrelerini bilmek, cinsel sorunlar hakkında fikir
sahibi olmak çiftlerin her hangi bir sıkıntıda çözüm aramalarını
kolaylaştıracaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder